Sevdanın karışmadığı hayatlarda romantik şiirler söylendi gökyüzüne. Her kelimenin ardına güzel dilekler iliştirildi. Başka hayatlarda yeşeren o efsunlu hisse adım atma telaşlı güzel dilekler. Özleneni ve bekleneni, özlemeye ve beklemeye devam ediyorum diye hatırlatıyordu genç aşık adayı. Bir kıvılcım dahi parlamamış yüreğini aşka doğru yolcu etmek içindi tüm gayreti. Aşk bu yahu!, olur mu onsuz hayat. Biz ki insanlar olarak kavramını bile bağlamışız her ilgimize. Cennet aşkı, dünya aşkı, doğa aşkı, futbol aşkı vs. demişiz. Mümkün olduğunca dahil etmişiz yaşamımıza. Her dem duymak hoşumuza gitmiş belki, belki de zikrettikçe tılsım kurulsun ve aşk hep bizimle olsun istemişiz. Herneyse, neyse ne!... Aşk hem anlamsız hem anlamlı; sade olduğu kadar alengirli de; tek cümleye de sığar, sayfalar az da gelebilir... Ne söylense olur aşk için, herkeste karşılığı başka. Biz aynı olsak da, yıpratsak da, yok da etsek hırslarımızla; o, dünyada bir yerlerde hüküm sürmeye devam ediyor. Birileri de -genç aşık adayımız gibi- soyutta canla başla, somutta dilek balonuyla aşka değmeye azmediyor...
Aşkta buluşan dileklerle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder