Değerlerimizle ya da küçük varlıklarla mutlu olmayı bilmemiz telkin edildi bize yıllarca. Aksi halde hayattan keyif alamaz, ömrümüzü iyi değerlendiremezdik. Hayaller kurmalıydık, kurmalıydık elbette ama bunu mutlu olmak, hedefler belirlemek için yapmalıydık. Çoook yükseklerden uçmamalı, ulaşılabilir olanı beslemeliydik hayalde. Çoktan önce azı istemeli, ona razı olmalıydık. Böyle söylendi. Ve yaptık biz de. Peki n'oldu? Mutlu olduk ve fakat kısa sürelerle. Yetmediğinde??? Yetmediğinde ise kabullenmeyi, kısmetimize razı olmayı öğrendik (Aslında bu da öğretildi.). "Bir şey olmuyorsa ya olmaması gerektiğinden olmuyordur ya da daha iyisi olacağından " düsturuyla bezendik. Sevdik böyle sözleri, böyle konuşanları, Mevlana'yı, Şems'i... Hiç bıkmadan dinledik, okuduk. Yetmedi duvarlara, panolara astık. Yorulmadık böyle kandırılmaktan ve yorulmadık böyle kandırılırken...
yazınız çok başarılı ve güzel
YanıtlaSil